sen de üzülmüşsündür ama

bak inanıyorum sen de üzülmüşsündür ama benim şu ciğer komple gitti. bak inanıyorum sen de üzülmüşsündür ama ben bütün gece yıldız tilbe dinledim.

hani burger king'te görevli patatesi koyarken son anda 1 tanesi düşer ya beyninin içinde "only you" çalar hatırladın mı o patatesi? elbet sen de üzülmüşsündür ama ben kendimi o patates gibi hissediyorum işte.

sen de üzülmüşsündür ama ben her nisan sabahında seni görme umuduyla bahçene düşen, sen evden çıkmadan buharlaşan çiy tanesiyim..

sen de üzülmüşsündür ama adın geçince sessizlik oluşuyo

sende üzülmüssündür ama ben bütün gece sigaramın dumanına bakarak kurdugumuz tüm hayalleri dağıttım

sen de üzülmüşsündür ama benim bu paket komple bitti

sende üzülmüştür ama benim takatim kalmadı sabrım tükendi.

sende üzülmüşsündür ama bak ben modern üzülme sanatına altın harflerle kazındım

bak inanıyorum sen de üzülmüşsündür ama, bizim dost sofrası dertten alev aldı.

sen üzülmemişsindir inşallah üzülürsün

sen de üzülmüşsündür ama ben alkolik oldum.

sen de üzülmüşsündür ama sen gittiğinden beri rakı masasından kalkamaz oldum

küçümsemeyle başlıyan bir cümle. gerisini dinlemeyin laga luga edip kafa açar. hatta mümkünse onu tersleyin. siz onu dinledikçe bir şeyler anlattığını sanıp sürekli aynı konuya gelecek. bu tarz insanlardan pek haz etmedim. sanki tek acı çeken kendisi sanarsın galaksi sistemi kendi etrafında kurulmuş.

benim ciğer içerde sote oldu

sen de üzülmüşsündür ama ben sigarayı sigarayla yakıyorum.

ben sigaranın süngerini çıkartıp içiyorum

sende üzülmüşsündür ama ben okul için iki buçuk saat önceden kalkıyorum.

sende üzülmüşsündür ama bir zamanlar bana aşkım demekten utanan kız, karşımda sevdiği çocuğa bağırarak seni seviyorum aşkım dedi. hani böyle arka fonda bi yıldız tilbe çaldı bi neşet baba

bak inanıyorum sen de üzülmüşsündür ama benim kredi kartı limitim bile doldu..